15 Haziran 2013 Cumartesi

Bir Baş Belası : Üniversite Sınavı

Üniversite sınavı hepimiz için malum ve kaçınılmaz son arkadaşlar. Bu ülkede bu acıyı yaşamadan bir yerlere gelmek zor. Benim için de bu acı bu seneme denk geldi. Şükür ben sonuna geldim ve yarın matematik , önümüzdeki hafta fen sınavına girerek bu sahneyi kapatıyorum. İşte bu yazımda da bütün bu sene içinde yaşadıklarımı kısa özet halinde sizlerle paylaşmaya calışıcam. Ne kadar başarılı olacağımı ve sizin üzerinizde ne kadar etkili olacağını yazının sonunda göreceğiz.


Ben , bu uzun süreli maraton ya da at yarışı olarak adlandırabileceğimiz sınava hazırlık döneminde yardımcı dershane olarak (ya da okulumun yetersizliği göz önüne alınacak olursa ana eğitim merkezi olarak) FEM dershanesiyle hazırlandım. Sene başında bir sınıf yerleştirme sınavı yapıldı ve en üst olmasa da sıralaması iyi bi sınıftan başladım. Tabi henüz sene başındayız. Olayın tam bilincinde değiliz. Ne nasıl büyük bir yarışın içine girdiğimizi ne de bu senenin ne kadar uzun ve yorucu bir sene olacağının farkında değildik. Dolayısıyla dershane de okul da tabir-i caiz ise ''lay lay lom'' şeklinde devam ediyordu. Ta ki ilk sınava kadar. İlk denemede büyük bir hezimet yaşayınca işlerin o kadar kolay olmadığını ve ciddi çalışmanın yorucu temponun başladığını farkına vardık.

İşte bu üniversite sınavı denen illet sadece ders çalışıyorum meselesiyle halledilemiyormuş meğersem. Yani çok daha ciddi adımlar ve radikal kararlar gerektiriyormuş. Mesela benim için bu adımlardan biri annemin ipoduma el koyması olmuştu. Ve ipodum geçen pazartesiye kadar annemin ''gizli kalesi''nde kaldı. Ayrıca bir süreliğine , çalışmaya alışma tempo oturtma kısmında , telefonumu da kapattım ve hiç kullanmadım. Annanemlerde kaldığım için internet erişimim de yoktu. Yani anlayacağınız aklınıza gelebilecek her türlü sanal alemden elimi ayağımı çektim. 

Dikkat dağıtıcı etkenler ortadan kalktıktan sonra ikinci adıma geliyor sıra. Elinizdeki dökümanları ortaya çıkartıp konu ve çalışma planı hazırlamak. Tek tek hangi kitapta ne var ne kadar test var , hangi dersten kaç konu var ve ne zamana bitmesi gerekiyor gibi planlama aşamalarından geçiyorsunuz. Sonra önünüze yaklaşık 10 aylık (bir diğer deyişle ve daha göz korkutucu şekilde 300 günlük) bir program çıkıyor. Tabi bu insanı biraz yıldırıyor ama gözünüz korkmasın bakın ben o 300 günün sonuna geldim ve isteyince yapılıyor.

Eveeet programınız da hazır. Şimdi işe başlama zamanı burada çok önemli bir iki noktaya dikkat çekmek istiyorum

1- Ders çalıştığınız yerin sandalye mi yatak mı koltuk mu olduğu çok önemli olmamakla beraber çalışırken vücudunuzun dik pozisyonda olması çok önemli.
2- Ders çalışırken değil müzik dinlemek ya da bir radyo programı takip etmek , en ufak seslerden bile uzak olmalı hatta geri kalan ev halkının sesinden uzaklaşabilmek için kapınızı kapalı tutmalısınız.
3- Çalışacağınız konuları önceden günlük olarak belirlemeli ve buna sağdık kalmalısınız.
4- Çalışma programı yaparken ağırlık ve uzunluk göz önüne almalı , ayrıca arka arkaya çok fazla sözel ya da çok fazla sayısal konu yığmamalısınız.
(Farkındayım çok sıkıcı olmaya başladı ama bunları söylemeden geçmek istemedim...)
5- En önemli meselelerden biri atıştırmalıklar! Bu konuya çok önem verdiğim için birazcık üzerinde durmak istiyorum. Atıştırmalık dediğiniz şey ders çalışmanın ve başarının aslında anahtarıdır. Ders çalışırken bir şeyler yemek sizi hem rahatlatır hem sizi dinç tutar. Bu yüzden belli atıştırmalıklara karar verin , o konuda da kendinize bir liste çıkartın. Sonra bu listedeki malzemelerin evde bitmesine izin vermeyin ve sürekli yenileyin. (hatta ben kriz anlarında fazladan gerekebilir diye ekstra 3-4 tane bulundururdum her birinden.. 
Mesela benim için vazgeçilmez atıştırmalıklar : limonlu soda , çikolatalı gofret ve çiğ köfteydi.(Evet ciddiyim çiğ köfte benim en değerli atıştırmalığımdı diyebilirim) Bu konuda ailemden de destek almıştım ve alışveriş kısmını onlar hallediyorlardı. Yani bizim evimizden soda , çikolata ve çiğ köfte eksik olmadı.

Bu şekilde bazı noktalara dikkat ederek ders çalışmak çok önemli tabi ki ama ben sizin dikkatinizi şimdi biraz da başka bir yöne çekmek istiyorum. Ben okuduğum okul ve bir miktar da karakterim sebebiyle çok gezen i çok konuşan , her etkinlikte yer almak için balıklama atlayan bir insandım. Yani sosyal bir insandım. Ancak bu sene bunların hiç birine vakit yoktu. Çünkü zamanımızın tamamı dershane ve evde ders çalışmak ile geçiyordu. Ben işte en çok bu noktada zorlandım diyebilirim. Bütün sene hiç spor yapma şansım olmadı neredeyse. Gezemedim sağa sola takılamadım. 3-4 ay boyunca hiç nargile içme fırsatı bile bulamadım. Bu konuda da size tavsiyem birazcık kabulleniş biraz da geçici bir dönem olduğunu düşünerek kendinizi telkin etmeye çalışmanız. Çünkü başarı elde etmek istiyorsanız bir çok şeyden vazgeçmeniz gerekebiliyor bir süreliğine. Ama geçici bir süre sonuçta. Mesela ben hemen sınavlar bittikten 3-4 gün sonra başlayan ve 10 gün süren bir festivalde görev alacağım sonra da şehir dışına çıkıyorum hatta belki daha sonra da yurt dışına çıkabilirim. Anlayacağınız bu seneyi alnınız ak bir şekilde tamamlamayı başarırsanız sonrasında eski günlerinizden daha parlak günler sizi bekliyor.

Ancak unutulmaması gereken noktalar da var. Hiç birimiz ot değiliz ve insanların molalara , dinlendirici şeylere ihtiyacı vardır. Bu yüzden sizi çok dağıtmayacak şekilde arada kaçamaklar yapmak iyidir. Mesela sevgilinizle vakit geçirmek ya da internette 1-2 saat geçirmek kesinlikle size fayda sağlayacaktır. Zaten bu tarz molalar vermezseniz çok uzun süre yürütemezsiniz o tempoyu.

Ya yazıya ne niyetle başladım nerelere geldik.. Çoğu insan okumayı bırakmıştır zaten şimdiye ondan bundan sonrasını yazının ''kutup ayıları çok yalnız'' temalı yazmaya karar verdim.. Yok şaka tamam biraz daha ilginizi çekicek bazı şeyler analtıcam.

Bu sene , yani sınava hazırlık senesi , öyle bi senedir ki insanın iliğini kemiğini emer ruhunu kurutur. Hatta delirtir saçma sapan şeyler yaptırır. Sene içinde öyle şeyler gördüm ki hayretler içinde kaldım ''insanlar neler yapıyor arkadaş!!'' diye kendi kendime söylendiğim bile oldu.. Şimdi bunlardan bir ikisini sizlerle paylaşayım siz de bu sıkıcı yazının sonlarına doğru biraz eğlenin ;)
- Sınav stresinden çok bunalıp farklı yerlerde yemek yemeye başlayıp senenin sonunu gurme olarak getiren arkadaşım var bu yaz yemek kitabı yazmayı düşünüyor
- İki arkadaşım (aynı zamanda sevgililer) bungee jumping yapmaya karar verdi. Aslında sene başında yaptığımız bir konuşmada ikisi de bunun ne kadar saçma olduğunu aklı olan insanın kafa üstü atlamayacağını vesaire söylemişlerdi..
- Sevgili Muhtar'ımız okumaktan yılıp ''Ben ticarete atılıcam'' kararı alarak internet üzerinden alışveriş yapılacak bir site üzerinde çalışmaya başladı.
- Biz çok bunaldığımız bir anda saçma sapan bir video çektik üstelik bir de hiç utanamdan Yourube'a koyduk...
- Bütün sene toplu olarak Tunak Tunak Tun dinleme gafletinde bulunduk..
- Yine çok bunaldığımız bir günde sırf sözde bilimsel bir deney amacıyla 10 saatlik Nyan Cat dinledik.. (Bunun sonuçları çok ağır oluyor hiç tavsiye etmiyorum kesinlikle. Bi iki gün kendimize gelemedik zaten o 10 saatin sonunda kusan oldu aramızda)
- Ben twitter hesabı açtım sonra da bunla yetinmeyip bir de blog yazmaya başladım..
- Ayrıca Tunak Tunak Tun'u sadece dinlemekle kalmadık dansını herkese öğrettim toplu olarak dansını da yapmaya başladık. 
- Bütün seneyi genel mantıkta ''Boş zamanlarımızda başkalarının sorularını çözüp anlatarak'' geçirdik..
- Ben çözdüğüm testlerle fotoğraf çektirmeye başladım.. (Rezil olmamak için hiç birini yayınlamadım yayınlamayacağım da zaten çünkü yaprak testlerle öpüşürken falan fotoğraflarım var)
- Dershanenin yatılı programında odanın içinde çift kale maç yapmaya kalkıp sonra sakatlananlar oldu..

Anlayacağınız bu sene boyunca düşünme yeteneğinizi de baya kaybediyorsunuz. Saçmalama konusunda zirvelere çıkıyorsunuz ancak en önemlisi yaptığınız her şeyden ve yaşadığınız her andan zevk almaya çalışman bence. Ben elimden geldiğince tüm sene bunu yaptım. Gün içinde yoldayken radyo programları dinledim. Vaktimin olduğu her anda roman okudum kafa dağıtmak için , yapabileceğim her türlü saçmalığın içinde bulunmaya çalıştım. 

Bu acı dolu yılı , üniversite sınavına hazırlık aşamasını benle birlikte atlatan tüm arkadaşlarıma geçmiş olsun diyorum gelecek nesillere de sabır diliyorum. 

Her şeyden önemlisi en değerli şeyin kendiniz olduğunuzu unutmayın ve her ne yapıyorsanız sadece kendiniz için yapın.

Ayrıca bütün sene benim en büyük dayanağım olan şeylerden birini daha sizle paylaşayım. Bu kıyağımı da unutmayın bakın :)) Grup Deli - ÖSYM Götümü Ye! Çok bunaldıkça açın dinleyin iyi gelir , stres alır , baş ağrısı keser her derde deva mübarek.. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder